4 Mart 2013 Pazartesi

Pınar’ın masalı "Su Damlası"nı oynamak isteyen, kaleye mum diksin…



Haydi evcilik oynayalım.. Haydi ama, oyun oynamayı çok özledim… Ya sen? Harika…
Pınar’ın masalını canlandıralım, Su Damlası’nı. Okumaya doyamadım. Tamam peki, sen Su ol, ben de Damla. Anlat hadi bana!..
 
Sen de fotoğrafımızı çeker misin? Bunları birleştirip bir fotoroman yapalım mı?
 
Bir masalı görselleştirme fikri kulağa biraz garip mi geliyor? Ama ben Damla olmanın beni nasıl hissettireceğini denemek istiyorum..
Senden nasıl bir Su olur? Onun aklındaki Zehra nasıl biri? Bu masalda yürekten akan, insanı sıcacık hissettiren sevgiyi nasıl anlatırız, kelimesiz? Hem masalları yaşamanın nesi kötü? Zaten Pınar da demiş; “Masallar hep çocuklara mı anlatılır? Zannederler ki insanlar büyüdükçe masallara kulak vermez olurlar. Öyle değil. Büyükler de masallara ihtiyaç duyar. Ve size bir şey söyleyeyim mi masalını kaybeden insan hayallerini de kaybeder!” diye.
 
Bu çağrı Pınar’ın tanıklarına, sevginin politikasına inananlara. Masalı parçalara böldüm. Masaldaki parçalardan biri veya birkaçını seçebilir, onları görselleştirebilirsin.
 
Tahminlerime göre 44 fotoğrafla anlatabiliyoruz masalı.
 
Tabi ki konuşma balonları da kullanılabilir, masal gerektiği yerde görselin altında-üstünde-kenarında yazıyla akabilir.
 
Fotoğraf dediğime bakmayın, kolaj, çizim vs. her şey olabilir. Sadece belirtilen boyutlara uyması yeterli, Su ve Damla’yı tanıyabilmemiz için, Su mor, Damla’ysa yeşil renklerinde bir şeyler giymeli ya da o renk bir şey üstlerinde-yanlarında bulundurmalılar

7 mart günü saat 13/16 arası kolektifhane'de toplanıp,birlikte üretelim. Atölyeye katılmak isteyenler lütfen isimlerini bildirsinler.

15 marta kadar görselleri toplamayı planlıyorum. Sonra onları uygun bir şekilde yan yana getirip fotoromanımızı fanzin olarak dolaştırıcam. Böylece evciliğimizi herkes görmüş olacak..
 
 Asli Dilara KIZILDAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder